General Fisheries Commission for the Mediterranean - GFCM

Karadeniz'de Rapana deniz salyangozu için bilimsel deniz araştırmaları başlatıldı

BG | EN | KA

01/10/2020 | Yayılımcı yabancı bir tür olan Rapana venosa adlı deniz salyangozu, Karadeniz’e ilk defa 1940’lı yıllarda gelmiştir. Başlangıçta oldukça zararlı olarak kabul edilen bu tür, bugün artık küresel olarak ihraç edilmekte ve bölgenin kıyıdaş ülkeleri için milyonlarca dolarlık geliri temsil etmektedir. Şu anda avcılığı sürdürülebilir olarak yapılsa da giderek sınır değerlere yaklaşmakta olması nedeniyle, Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Türkiye ve Ukrayna, Karadeniz'deki bu tür üzerinde kapsamlı bir araştırma başlatmak için güçlerini birleştirdiler.

Akdeniz Genel Balıkçılık Komisyonu (GFCM) ve BlackSea4Fish projesinin desteğiyle yapılacak deniz çalışmaları, bölge için bu önemli kaynağın gerçekçi yönetimine yönelik adımların atılmasını sağlayacaktır. Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin eş zamanlı olarak toplamda 300'den fazla araştırma örneklemesinin tamamlanmasından sonra, Karadeniz'deki Rapana deniz salyangozu popülasyonunun dağılımı, bolluğu, büyüklüğü ve yaş grupları üzerine önemli bir bilgi birikimi elde edilecektir.

Rapa whelk predating upon mussels ©Tahsin Cevlan

Aslen Batı Pasifik'ten gelen Rapana deniz salyangozu (Rapana venosa), Karadeniz'de ilk kez 1946'da, denizin ticaretinin en yoğun limanlarından biri olan Novorossiysk Körfezi'nde (Rusya) ortaya çıktı, bu nedenle bu türün gemilerin balast sularıyla taşındığı düşünülmektedir. Sonraki yıllarda, Karadeniz’in pek çok yerli türü, bölgedeki ekolojik koşullarda oluşan dengesizlikler ve bozulmalardan muzdaripken Rapana deniz salyangozunun popülasyonu ise bu türün yüksek doğurganlığı, tuzluluğa, su kirliliğine ve oksijen eksikliğine karşı geniş toleransı sayesinde artmaya devam etmiştir. Yırtıcı doğası ve yerli yumuşakça türlerine karşı rekabet eksikliği ile potansiyel besin türlerinin bolluğu, Karadeniz'de başarılı bir şekilde tutunmasına ve sayıca artmasına katkıda bulunmuştur. Ne yazık ki, Rapana salyangozunun genişlemesine paralel olarak, bu salyangozun üzerinden beslendiği diğer ticari yumuşakça türlerinden istiridye, deniz tarağı, beyaz ve kara midyenin popülasyonları ciddi şekilde azalmaya başlamıştır. Bunun yanında, 1980'lerin başından itibaren, dondurulmuş ve işlenmiş Rapana salyangoz etinin yüksek fiyatlarla ihraç edildiği Güney Kore, Japonya ve Çin gibi Uzak Doğu ülkelerinden karlı bir pazar ortaya çıkmıştır.

2018'de GFCM değerlendirmeleri, Rapana deniz salyangozunun avcılığının giderek artmasıyla artık maksimum sürdürülebilir ürüne (MSÜ) yakın bir şekilde avlandığını ortaya koymuştur. Aslında, bu durum, yerli olmayan türlerin yönetiminde büyük zorluklar olduğunu gösteren dikkate değer bir örnektir: Şöyle ki, ekosisteme verilen zararı azaltmak için biyokütlesi olabildiğince düşük tutulmalı ve maksimum avcılık mı yapılmalı; yoksa ekonomik açıdan önemli bir canlı kaynağının sürdürülebilir ürün düzeyi mi dikkate alınmalı?

BlackSea4Fish projesinin koordinatörü Doç. Dr. Nazlı Demirel, “Türler hakkında daha fazla bilgi edinmek için GFCM/42/2018/9 Tavsiye Kararı ile bir araştırma programı oluşturuldu” diye açıklıyor. "Bu sayede, Karadeniz'de ilk kez ülkeler, bölgede Rapana venosa adlı deniz salyangozunun bütüncül bir şekilde yönetilmesini sağlamak amacıyla, kapsamlı bilimsel araştırmalar yürütmek ve ortak bir protokol oluşturmak için yakın işbirliği yapıyorlar."

Recording data from a rapa whelk survey in Turkey ©İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi

TC Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü (SUMAE), Türkiye’nin doğu Karadeniz kıyılarında deniz çalışmasını gerçekleştiren ve başarıyla tamamlayan ilk kurum oldu. Şimdi İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi’nin önümüzdeki 20 gün boyunca Türkiye’nin batı Karadeniz kıyılarında 80 istasyonda gerçekleştireceği, deniz araştırmasının ikinci ayağını başlatma zamanı. Ekip lideri Prof. Dr. Saadet Karakulak, deniz ve hava koşullarının imkan verdiği ölçüde çalışacaklarını, ekibinin motivasyonun yüksek olduğunu ve çalışma protokolüne uygun şekilde araştırmalarını gerçekleştirmeyi planladıklarını belirtiyor.

İlerleyen dönemde, bu deniz canlısının zamansal (yıllık ve mevsimlik) ve mekansal değişimlerini anlamak için bilimsel amaçlı deniz çalışmalarına devam edilerek, yılda iki kez yapılması planlanmaktadır.