Dünya Gıda Günü Türkiye’nin birçok ilinde çeşitli etkinliklerle kutlandı
Ankara, Türkiye - Bu yıl ‘Eylemlerimiz geleceğimizdir. Sağlıklı beslenme ile #AçlığaSon verilmiş bir dünya’ temasıyla kutlanan Dünya Gıda Günü’nde, küresel açlık, kötü beslenme ve herkesin sağlıklı beslenmeye erişim hakkı olduğuna dikkat çekildi.
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan SKA-2 “Açlığa Son” vermenin yalnızca açlık konusuna odaklanma anlamına gelmediği, aynı zamanda insanlığın ve gezegenin beslenmesi için çalışılması gerektiği vurgulandı. Bu çerçevede FAO, bu yıl herkesi yediklerimiz üzerinde düşünmeye davet etti.
FAO ve ortakları,150’ye yakın ülkede düzenledikleri etkinliklerle, kötü beslenmeyi azaltacak uygun maliyetli çözümlerin mevcut olduğunu, ancak küresel taahhütler ve eylemlerle desteklenmesi gerektiğinin altı çizildi.
Dünya Gıda Günü, Türkiye’de de aralarında Tarım ve Orman Bakanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Fırat Üniversitesi, Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS), Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türkiye Jokey Kulübü’nün de bulunduğu paydaşlarla 10’u aşkın etkinlikle kutlandı.
Ekim ayının neredeyse tümünü kapsayan etkinlikler, 4-5 Ekim tarihlerinde Fırat Üniversitesi ve DSÖ iş birliğiyle Elazığ’da düzenlenen ortak sempozyum ve 5 Ekim’deki Adana Lezzet Festivali ile başladı.
10 Ekim’de, yine DSÖ iş birliğiyle, çeşitli üniversitelerin beslenme ve diyetetik bölümü öğrencileri ve milletvekilleriyle TBMM’nde ortak bir basın toplantısı düzenlendi.
14-18 Ekim tarihleri arasında kutlanan Dünya Gıda Haftası boyunca FAO, il tarım ve orman müdürlükleri, belediyeler ve gıda mühendisleri odaları ile birlikte İstanbul, Ankara, Bursa ve Kırıkkale’de paneller düzenledi.
“Sağlıklı beslenme için yediğimiz gıdalarda çeşitliliğe dikkat etmeliyiz”
FAO bu seneki temasıyla sağlıklı ve sürdürülebilir beslenmeyi herkes için ulaşılabilir kılma amacıyla sektörleri harekete geçmeye çağırdı ve herkesi yediklerimiz üzerine düşünmeye davet etti.
Bu kapsamda, FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık ve FAO Sıfır Atık Sıfır Açlık proje destekçisi Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, Dünya Gıda Günü’nde katıldıkları TV ve radyo programlarında, beslenmemizin ağırlıklı olarak 200 ürün üzerine yoğunlaştığına dikkati çekerek, sadece sekiz tarımsal ürün (arpa, fasulye, yer fıstığı, mısır, patates, pirinç, sorgum ve buğday) ile günlük kalori ihtiyacımızın yüzde 50’den fazlasının sağladığını ifade ettiler.
Sağlıklı beslenme için yediğimiz gıdalarda çeşitliliğe dikkat etmemiz gerektiğinin altını çizen Koçak, “Şu an beslenmemiz ağırlıkla üç tarımsal ürün (buğday, mısır ve pirinç) üzerine kurulu. Bu durum sadece insanları değil, yaşadığımız toprağı da hasta ediyor.” dedi.
“Gıdamızı nasıl üretiyor, paylaşıyor ve tüketiyoruz durup düşünmenin vakti geldi”
Dünya Gıda Günü ana etkinliği bu sene 17 Ekim’de İstanbul’da gerçekleşti. 5. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi kapsamında düzenlenen buluşmada, önde gelen gıda markaları, girişimciler, yatırımcılar, uluslararası kuruluşlar, kamu ve sivil toplum kuruluşları dahil sektörün tüm paydaşları bir araya geldi.
Gıdanın nasıl üretildiği, paylaşıldığı ve tüketildiği konusunda düşünmenin vaktinin geldiğini dile getiren FAO Orta Asya Alt Bölge Ofisi Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu, “Hep birlikte doğru bir şekilde hareket edersek, herkesi besleyici gıda ile buluşturabilir, bugünün ve geleceğin nesilleri için daha iyi hayatlar sunabiliriz” dedi.
Buluşmanın açılış konuşmacılarından biri olan T.C. Tarım ve Orman Bakanı Dr. Bekir Pakdemirli ise Türkiye’de her üç kişiden birinin obez olduğunu, bu gidişe dur demek için Dünya Gıda Günü vesilesiyle farkındalık oluşturmak istediklerini ifade etti.
Açılış konuşmalarının ardından düzenlenen Dünya Gıda Günü oturumunda ise FAO Türkiye Temsilci Yardımcısı Dr. Ayşegül Selışık, sağlıklı beslenme ile açlığa son verilebileceğini, herkesin güvenilir, besleyici ve yeterli miktarda gıdaya erişimi için çok kapsamlı hareket edilmesi gerektiğini vurguladı.
Küresel gıda üretiminin yüzde 80’inin 500 milyonun üstündeki küçük çiftçiler tarafından gerçekleştirildiğinin altını çizen Selışık, “Artan nüfusla gıdaya olan talep de artacak, bu talebe cevap verebilmek için tarımsal üretim 2050 yılına kadar yüzde 70 artmalı. Ne kadar çok küçük çiftçiye ulaşırsak, onların ekonomik olarak desteklenmesine ve üretimin devamına katkıda bulunmuş oluruz.” diye konuştu.
Zirvenin ikinci bölümünde ‘Gıdaya Saygı, Çiftçiye Saygı’ adlı oturumda konuşan Şef Mehmet Gürs, sağlıklı beslenme için gıdanın nerede ve nasıl üretildiğinin önemli olduğunu ifade etti.
Birçok insanın endüstriyel gıda kaynaklı hasta olduğunu vurgulayan Gürs, “Çiftçiler hem çok uluslu gıda şirketlerinden daha verimli çalışıyor, hem de bizi güvenilir gıda ile besliyor. Gerçek anlamda sürdürülebilirlikten bahsediyorsak, küçük aile çiftçilerini destekleyip ayakta kalmalarını sağlamamız gerekiyor. Çünkü çiftçi yoksa gıda yok, gıda yoksa gelecek de yok.” dedi.
Etkinlik serisi, her sene olduğu gibi Türkiye Jokey Kulübü iş birliğiyle 19 Ekim’de gerçekleşen Dünya Gıda Günü Koşusu ile son buldu.
BAĞLANTILAR:
VİDEOLAR:
Sağlıklı beslenme ile #AçlığaSon verilmiş bir dünya
FOTOĞRAFLAR: