FAO Türkiye

Doğal sermaye, su ve toprak

Fotoğraf: © FAO
20/02/2024

Ankara – Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Tarım ve Orman Bakanlığı, Su Yönetimi Genel Müdürlüğü ile iş birliği içerisinde yürütülen, Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından finanse edilen “Gediz Nehri Havzası’nda Entegre Su Kaynakları Yönetimi Projesi” kapsamında Ankara’da iki günlük bir çalıştay gerçekleştirildi. Uluslararası uzmanların da katılımıyla gerçekleştirilen çalıştay doğal sermaye olan toprağın, suyun ve ekosistem hizmetlerinin politika desteklerini kullanarak değerlendirilmesine ve yönetimine odaklandı. Bu çalıştay; su, toprak ve arazi bozulumunun izlenmesi ve doğal kaynakların kıymetlendirilmesinin hayatımızdaki önemini daha iyi anlatacak bir mekanizmayı geliştirmeyi hedefliyor.

 

Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı farklı genel müdürlüklerden uzmanların katıldığı ve FAO’nun King’s College London ile yürütülen bir iş birliğinin sonucu olan çalıştay iki gün boyunca katılımcı bir yaklaşım ile kurgulandı.

 

Çalıştayın açılış konuşmasını FAO Toprak ve Su Teknik Uzmanı Sayın Sara MarjaniZadeh gerçekleştirdi. Sayın MarjaniZadeh konuşmasında şu noktalara dikkat çekti.

 

“Bu çalıştay ile amacımız Gediz Nehri Havzası’nın doğal sermaye metodolojisini konuşmak aynı zamanda Arazi Tahribatının Dengelenmesi (ATD), Yukarı Sakarya projesi kapsamında hayata geçirdiğimiz Karar Destek Sistemi’ni projeye uyarlamak olacaktır. Gediz Nehri Havzası sadece coğrafi bir varlık değildir. Hayati bir ekosistemdir. İçerisinde biyoçeşitlilik vardır. İklimimizi düzenler ve bölgemizde çok önemli tarımsal ve ekonomik aktiviteleri destekler. Ancak pek çok havzada olduğu gibi gerçek değeri bazen göz ardı edilebilir. Bu havzanın doğal sermayesinin değerlendirilmesi çeşitli sebeplerden dolayı önemlidir. Öncelikle bu sayede ekosistem hizmetlerinin gerçek değerini anlayabileceğiz. Sadece görünen ekonomik faydalarının ötesinde gerçek sosyal ve çevresel değerlerini anlayabileceğiz. Bunu anlamak sürdürülebilir yönetim ve koruma faaliyetlerimizin temelini oluşturacaktır. Aynı zamanda ekonomik kalkınmayı ekolojik koruma ile dengeleyebilmek için bilinçli kararlar almamızı sağlayacaktır.”

 

Doğal sermayenin kapsamı bir şekilde değerlendirilmesi karar vericilere yönelik olarak kapsamlı bir çerçeve sunacağını vurgulayan MarjaniZadeh bu çalıştayların devamının da olacağını söyledi ve sözlerini şöyle tamamladı. “7-8 ay içerisinde Gediz Havzası’nda organize edilecek olan iki çalıştayın organize edilmesi sürecine kadar bizim amacımız metodolojimizi projeye yönelik olarak uyarlamak ve daha sonra yerel veriler ve öncelikler konusunda ilgili paydaşlar ile iş birliği içerisinde Karar Destek Sistemi üzerinde çalışmaktır.

 

FAO Temsilci Yardımcısı Dr Ayşegül Selışık ise açılış konuşmasında doğal sermayemiz olan toprak ve suyun ne kadar kıymetli olduğunu gıdanın oluşturulabilmesi için toprak ve suya olan ihtiyacımızdan bahsetti. Sözlerine şöyle devam etti. “Gediz projemizde çiftçilerimizi doğaya ve aynı zamanda gelirine de katkı sağlayacak pilot uygulamalarla çevre dostu tarıma yönlendireceğiz. Bu uygulamaların tüm Türkiye’ye yayılmasını FAO’nun etkin iletişim kanallarını kullanarak sağlayacağız. Yine GEF kaynağı ile yürüttüğümüz ATD projemizde hayata geçirdiğimiz Karar Destek Sistemini Gediz projesine de entegre ederek projelerin birbiri ile olan etkileşimini de hayat geçirmiş oluyoruz bu da projelerin sonuçlarının daha sürdürülebilir olmasını sağlıyor.”

 

Çalıştay, proje paydaşı kurum temsilcileri, akademisyenler, FAO uzmanları ve King's College London’dan katlım sağlayan Dr. Mark Mulligan ve FAO ATD Uzmanı Dr. Ingrid Teich’in sunumları ile devam etti.